Thursday, April 9, 2020

Gufranla Tüllenen İbadet: Oruç


Üç ayların kendine mahsus güzelliklerini ve insan gönlüne akseden zevk ve lezzetlerini kâmil mânâda duyup tadabilmek için daha baştan bunların “ganimet ayları” olduğunun bilinip takdir edilmesi, arkasından da saniyesi zayi edilmeksizin gece ve gündüzüyle ciddi şekilde değerlendirilmesi gerekir. Azim ve kararlılıkla geceleri kalkıp Cenâb-ı Hakk’a teveccüh etmeyen ve gece vâridâtını yudumlamayan bir kişinin, dile getirilen güzellikleri derinliğiyle hissedip onların tadına varması mümkün olmaz. Evet, insan ciddi bir metafizik gerilim içinde bu aylara girmez, ciddi bir kulluk şuuruyla kendini ibadete vermez ve işin içine salmazsa, bu bereketli zaman parçalarının ifade ettiği mânâlar bardaktan boşanırcasına yağıp dursa da onun nasibine bir şey düşmez. Hatta o, başkalarının en harikulâde ifadelerini kendi idrak ve istidadının mihengine vurur da onları bir lüks ve fantezi olarak değerlendirebilir ya da o çok canlı ve parlak sözler, onun nazarında cansız bir ceset gibi sönük kalır. Öyle ki bu mevzuda ne İbn Recep el-Hanbelî’nin bamteline dokunan ifadeleri ne de İmam Gazzâlî Hazretleri’nin yüreklere aşk u heyecan salan sözleri onun gönlünde bir aks-i seda bulur. “Acaba bu adamlar ne söylüyor ki!” der, geçer gider. Çünkü bir sözün tesiri adına, söylenilen sözün kıymeti kadar, muhatapların bakış açısı, niyeti, idrak ve sinelerinin o meseleye açık oluşu da önem arz eder.

Evet, bu mübarek günlerin tepemizden aşağıya sağanak sağanak boşalttığı vâridatı duyabilmek, öncelikle ona inanıp teveccüh etmeye bağlıdır. Zira teveccühe teveccühle mukabele edilir. Siz bu ayların ruh ve mânâsına teveccüh etmezseniz onlar da size kapılarını açmaz.

Bu itibarla insan meseleyi öyle sahiplenmeli ki âdeta Recepleşmeli, Şabanlaşmalı ve Ramazanlaşmalıdır. Evet, bu kutlu aylarla öyle bütünleşmeli ki onların insan ruhuna neler söylediğini duyup hissedebilsin. Bu açıdan, sathilikten kurtulamayan, laubaliliğe açık duran, böyle bir ganimet mevsiminde kendini yenileme gibi bir gayret içinde olmayan, hâl ve hareketlerinde ciddiyeti yakalayamayan insanların bu aylardan istifade etmeleri çok zordur.