Annie Spratt on Unsplash |
Hemen hemen hepimizin önyargıları, ön koşulları ve tabuları var.
En çok karşılaşan önyargılardan biri ise kişideki “kendinde ön yargı bulunmadığı zannı”.
Her insanın çocukluğu, geçmişi, hayatı, içinde bulunduğu ortam, aldığı eğitim, dünyaya bakışı farklı ve özel; tam da bu yüzden her zihin kendine özel filtreler içeriyor. Bu filitrelere algılıyoruz dünyayı.
Ne yazık ki çoğu insan dünyayı herkesin kendisi gibi algıladığını, olayları kendi filtresinden geçirdiğini zannediyor, başka filitrelerden süzülen algılar, onlara sadece farklı değil bazen de düşmanca geliyor. İletişimsizliğin temel sebebi çoğu zaman bu bakış açısı lakin, “gelişmiş” insan bu filitreleri biliyor. Bu sebeble farklılık ve yenilik onun için korkutucu değil, farklılığı tehdit olarak algılamıyor. Yeniyi tanımaya, anlamaya, denemeye hatta zevk almaya ve sevmeye meyilli.
Bunu yaparken kendinden vazgeçmek zorunda olmadığını da biliyor, kendi özgünlüğünü de koruyor.
Ezelden beri genellemeler ışığında bilinmeyen hakkında fikir yürütmek gibi bir yönelim, bir tarz ve bir gerçek var bu topraklarda. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların ahkam kesmesi artık normal bir durum haline geldi. Biz böyleyiz, diyoruz, geçiyoruz.