“Klasik antik dönemin en büyük matematik dehaları bile sıfırı bir sayı olarak düşünemiyorlardı. Bunun telafisini milattan sonra dördüncü yüzyılda sıfır kavramını bulup "0" şeklindeki sembolünü sayı sistemine sokan Hintli matematikçiye borçluyuz.
"Sıfır şimdi düşünce biçimimizde ve teknolojide öylesine merkezi bir yere sahip ki sıfırın bulunuşundan önceki zamanı hayal etmek zor. Sözgelimi sıfır olmasaydı bilgisayarlarda sadece birler olurdu."
Bu durum iki açıdan önemlidir. Birincisi, sıfır niceliğinin diğer sayılarda olduğu gibi hesaplamalarda kullanılmasını sağladı. (Sıfırla yapamadığınız tek işlem onu bölmektir!) İkincisi, sembolik bir "sıfır", bir sayının değerinin bulunduğu basamakla gösterildiği, bizim ondalık sistemimiz gibi herhangi bir mantıklı sayı sistemi için gereklidir.
Yunan ve Roma rakamlarıyla karşılaştırıldığında, ondalık sistemin on hanesini kullanarak hesap yapmak çok daha kolaydı. Arap dünyası bunu fark edip hesaplamalar için sıfırı da katarak Hint rakamlarını benimsedi. Öte yandan Avrupalılar asırlar boyunca sıfırdan habersiz yaşadı. Sıfır ilk kez Avrupa'ya geldiğinde yabancı, şaibeli ve hatta dine aykırı görüldü.
Sonunda on ikinci yüzyıl İtalyan matematikçisi Fibonacci, Arap matematikçi el-Harezmi'nin yazılarından etkilenip ondalık sistemi ve sıfırı Avrupa'ya başarılı bir şekilde takdim etti. Aslında biz şimdi günlük hayatta kullandığımız rakamlardan "Arap rakamları" diye söz ediyoruz ve "sıfır" sözcüğü Arapçada "boş" anlamına gelen sifr sözcüğünden gelmektedir.”
Timandra Harkness