Sunday, May 14, 2017

İslamsız Dünya


Bernard Lewis, Raymond Schwab'ın The Oriental Renaissance. Europe's Discovery of India and the East, 1680-1880 (Doğu Rönesansı. Avrupa'nın Hindistan ve Doğu'yu Keşfi) adlı eserine yazdığı kitap tanıtım makalesinde, Avrupa'nın kaydedilen tarihin en eski çağlarından beri Doğu'daki komşularına zaten korku, bazen açgözlülük, bazen merak, bazen de tedirginlikle baktığını yazıyordu. Yıllardır her ikisi arasındaki ilişkiler fetih-yeniden fetih, saldırı-karşı saldırı şeklinde gelişmişti. Persliler Yunan şehirlerine saldırmış, karşılığında Büyük İskender tarafından fethedilmişlerdi. Araplar Suriye, Filistin, Mısır, Kuzey Afrika, Sicilya ve İspanya'yı ele geçirmişler, Reconquista'yla (Yeniden Fetih) elde ettiklerinin bir kısmını kaybetmişler, ama diğer bir taraftan Müslüman orduları Haçlıların karşı saldırılarından topraklarının büyük bölümünü koruyabilmişlerdi.


Peki ya İslam olmasaydı? Graham E. Fuller İslamsız Dünya adlı eserinde İslamsız bir dünyada yine de aynı şekilde hizipleşme ve bölünme olacağını iddia eder. Tarihçiye göre İslam doğduğu coğrafyada can bulmamış olsaydı, İslam'ın yerini Doğu Kilisesi alacak ve bu sefer de esas savaş Batı ve Doğu Kiliseleri arasında olacaktı. Doğu'yla Batı'nın savaşını aynı dinden, fakat farklı mezheplerden insanlar sürdürecekti.