Tuesday, October 24, 2017

Dünyanın en genç lideri, Sebastian Kurz


Elbette, Trudeau ve Macron'daki "şeytan tüyü", Kurz'da da var: çağımızın, siyasi manifestolardan çok "selfie"ler ve sosyal medya başta olmak üzere medyada "imaja" dayalı politika dünyasında, "enerji"; özellikle de, "genç enerji" büyük önem taşıyor. Kurz da, her şeyden önce "iyi fotoğraf" veriyor. Bir yandan "parlak" bir imajı var; öte yandan da, "seçkin " olmaya uzak duruyor. Her daim temiz ve pak görüntüsü, kravatsız ama jet gibi ütülü takım elbiseleri ve "klasik aile babası" tiplemesine uzak özel yaşamı (Maliye Bakanlığı çalışanı olan kız arkadaşı Susanne Thier ile beraber yaşıyor) ile günümüzde kendine hayatta bir yol açmaya çalışan birçok gençten farksız gibi.
"Birçok gençten farksız" algısını da özellikle korumak istiyor gibi: uluslararası arenada "görünür hâle geldiği", New York'taki Birleşmiş Milletler konuşmalarını yaptığı "okyanus ötesi" seyahatleri de dâhil olmak üzere, kendi tercihiyle hep ekonomi sınıfında uçuyor. Oldukça da "uzun bir adam" olarak, ekonomi sınıfında uçmanın Kurz için kolay olmadığını tahmin etmek de zor değil. Çevresindekilere hep alçakgönüllü davrandığı ve onları "önemli hissettirdiği" söyleniyor. Buna karşılık, bu dönemin ebeveynlerinin iyi anlayacağı biçimde, Kurz'da "yeni nesle" özgü bir özgüven de var: düşündüğünü söylemekten hiç çekinmiyor. Konuştuğu zaman eğip bükmeden, "politikacılık yapmadan" vermek istediği mesajı "küt diye" veriyor. Bir yandan, seçim kampanyasında kullanılan tanıtım sloganında olduğu gibi "tazeleyici ve farklı" imajı, verilen tüm "sert mesajların" üzerini şekerle kaplıyor.
Sezin Öney, p24blog