O yıllarda, maaşıyla fazladan aldığı kitap ve gazeteleri uygun gördüğü insanlara vererek okumalarını sağlıyor, neredeyse yeni çıkan her kitabı bir şekilde temin edip okuyordu. Ayrıca dönemin günlük gazetelerini de takip ediyordu:
“Edirne’ye gidince kitap kurdu olmuştum. Ne çıkarsa okuyordum. Edirne hayatında çok kitap okudum. Üç Şerefeli’de kalırken genelde kitap okurdum. Bazen de yakında olan iki kahve vardı, oraya gider, insanlarla beraber otururdum. Edirne’de demokratların ve halk partililerin kahvehaneleri ayrıydı. İkisine de giderdim. Bir de kültür lokali vardı. Orada Amerika’nın tanıtım filmleri vardı. Birçok yeri orada görmüştüm. Sonra Amerika’ya geldiğimde, sanki oralara daha önce gitmiş gibi hissettim. 1960’lı yıllarda Edirne gibi bir yerde kendi tahşidatlarını yapmaları enteresandı.”
“Çok gazete okurdum, Edirne’de de çok gazete okurdum. Mesela ben Cumhuriyet de alır okurdum, Hürriyet de alır okurdum, Tercüman’ı da tercih ederdim. Arada bir çıkan Hür Adam gazetesini de alır okurdum. 1960’ta kapandı.
**
Gülen’in imamlık yaptığı camide bir de Kur’ân Kursu vardı. Orada görevli bir başka hoca daha vardı, ancak birlikte çalışılacak bir fıtrata sahip değildi. Gülen, hayatının sonraki dönemlerinde uygulayacağı ve talebelerine şiddetle tavsiye edeceği prensibi uyguladı. Gülen’e göre dine ve millete hizmet eden insanlar arasında çekişme doğru değildi. Hizmet eden biri varsa ona rakip olmanın mânâsı yoktur. Onun yaptığından daha iyisini yapma imkânı olsa bile, rekabeti terk etmek ve başka bir hizmet alanı bulmak gerekir. Zira birbirleriyle lüzumsuz rekabet edenler müspet hareketi muhafaza edemezler. Böylece Gülen, Kur’ân Kursu’ndaki hizmeti öteki hocaya bırakıp kendisi başka hizmet sahası bulmaya yöneldi. Ama oradaki fakir öğrenciler için Kurban bayramında deri topladı ve Kur’ân Kursu’na verdi. Türkiye’de Kurban bayramlarında yüzbinlerce hayvan kesilir ve bu hayvanların derileri çoğunlukla hayır kurumlarına bağışlanır. Bu derilerin satılması ile hayır kurumları hatırı sayılır bir gelir elde ederler ve bu gelir çoğunlukla öğrenci bursları için kullanılır.
**
Gülen, 1965-66 döneminde Kırklareli’nde vaazlar verdi. Sosyal demokrat eğilimlerin ağır bastığı bu şehrin insanı kolay kolay vaaz dinlemek için camiye gelmiyordu. Ama namaz kılmadıkları halde onu dinlemek üzere abdestsiz olarak camiye gelenler vardı:
“‘Bir mesele anlatacağım.’ dedim, önceden ilan ettim. Abdestsiz insanlar geldiler, arka tarafta oturdular, ayakkabılarını sadece çıkardılar, dinlediler. İnsanlara o rahatlığı tanımak, aynı zamanda bir de kendi dünyalarından bazı şeylerin konuşulmasını sağlamak önemli...”
Gülen bu vaazlarında Müslümanların ilim tarihi ve hilkat konularını anlattı.
Dönemin bazı tanınmış şair ve yazarları, Gülen’in de içinde bulunduğu bir ekibin organizesi ile İstanbul’dan bu şehre gelip konferanslar verdiler. Bu konferanslar, Türkiye’nin içinde bulunduğu fakirlik ve geri kalmışlığı nasıl aşabileceğini anlatan şu başlıkları taşıyorlardı: “Halimiz, Yolumuz, Çaremiz”, “Türkiye Neden Geri Kalmıştır?”