Monday, September 16, 2013

Nurlu Hayatlar


  • Mustafa, ilkokuldan sonra Kastamonu'daki Gölköy Köy Enstitü'süne kayıt yaptırır. Mustafa Sungur enstitüde çalışkan bir talebedir. 1942 yılında 250 kitap okur.

  • "Eskişehir'de Yıldız Oteli'nde idik. 1951 Eylül'ünde beş tane jet uçtu. 'İnşallah bunlar bir gün böyle âlem-i İlam'a hizmet edecekler.' dedi. Sonra da 'Sungur' dedi 'Askeriye'de bir ruh var, o ruh benimle dosttur, bilmiyorum, o ya bir ferddir, ya bir cemaattir. Ya sağdır veya ölüdür, ya velidir veya kutubdur. Bilmiyorum; fakat bir ruh var ki o ruh benimle dosttur.' Üstad bir de, 1957'de Cahit Erdoğan'a söylemiş, Kıbrıs konusunda 'İnşallah bir zaman tamamen bizim olacak' demiş."[Mustafa Sungur]

  • Üstad Adnan Menderes'e çok dostluk gösterdi. Fakat Bayar için Türkiye'nin yüzkarası diyordu. [Mustafa Sungur]
  • Fevzi Çakmak öleli 4-5 ay olmuştu. Üstad, 'Ben' dedi, 'Fevzi Çakmak'a Allah rahmet eylesin diyemedim. Ölümü ile bazı gençlerin intibahına vesile olduğu halde ben ona hâlâ Allah rahmet eylesin diyemedim. Mamafih.. Sizin hatırınız için şimdi diyeceğim.' dedi. 'Aa, aa, aa' dıye demeye çalıştı. 'Diyemiyorum' dedi. 'Niçin? Bu icraatlerin içinde hissesi var.[Mustafa Sungur]
  • 'Menderes senin başına büyük bir felaket geliyor.' 27 Mayıs'ı işaret ediyor...'Bu felaketten iki büyük sadaka ile kurtulabilirsin. Birinci sadaka Anadolu'nun en büyük sadakası Risale-i Nur'dur. Risale-i Nurları neşredin. Cenab-ı Hak o sadaka hürmetine sizi o büyük felaketten kurtaracaktır. Eğer yapmazsanız eskilerin hataları da sizin sırtınızza yüklenerek büyük bir musibet size gelecek.' Çünkü hadis-i şerif var 'sadaka belayı def eder ömrü uzatır diye.'[Said Özdemir, Üstadın Menderes'e mektubu] 
  • 'Kardeşim' dedi, 'Menderes bizi anlamadı. Bizim ona olan himmetimizi, duamızı bilmedi. Benim gözümde elmastan cam parçasına düşmüştür. Ben yakında gideceğim -vefatından 2-3 ay evvel, 1960 yılının ocak, şubat ayları. Vefatını da haber veriyor-onlar da böyle olacak, (ellerini iç içe geçirerek tersyüz yapıyor) yani ters yüz olacak.[Said Özdemir]
  • Eskiden beri müderris vardı köyümüzde. Ben ders almadım müderrisden; ama onu görüp tanıdım. İşte, o zaman bu Osmanlı nasıl etmişse her üç beş köy arası mesafedeki köylerde bir müderris oturtmuş. Bizim köyde de, bizim köyden 2-3 saat mesafedeki (yaya olarak) bir köyde vardı müderris...Benim anladığım Osmanlı'nın 600 sene imparatorluğu sürdürmesi bunlara bağlı yani. Bu müderrislerden herkes ders okuyamıyor, hususi insanlar okuyor; ama diğer avama da, onları günahtan koruyacak yollar gösteriliyor, eğitimler veriliyordu. İşte böyle onlar bu milleti kaynaştırmışlar yani. Biz onlara yetişemedik. [Mehmet Kırkıncı]