Tuesday, September 2, 2014

Sel / Sal

Türkçede 1930’lardan önce –sel/–sal diye bir ek yok: nokta! 

Derin bir yaratıcılığın eseri olan –sel/–sal eki yanılmıyorsam ilk olarak 1932 veya 33’te Fransızca universel sıfatına karşılık Çankaya’da icat edilen evrensel sözcüğünde kullanılmış. Fransızca kelimeyle benzerliği tesadüftür desek belki anlaşılır, belki rakı da yardım etmiştir. Ondan sonra Öztürkçülere gün doğmuş, tecimsel, kamusal, ulusal, arsıulusal, tinsel, cinsel, siyasal, yazınsal, dirimsel, özdeksel, artık Allah ne verdiyse dayamışlar.

Bugünkü Türkçede artık iyice yerleşti. İtiraf edeyim, lazım oldukça ben de kullanıyorum. Sonuçta kelimelerin nesebi beni ilgilendirmiyor; ilgilendirmiyor dediysem değeryargısal açıdan yani. Kullandığım kelimenin aslı ister Arapça olsun, ister Öztürkçe, ister uydurmasyonca, muhatabıma derdimi anlatıyorsa nüfus kâğıdından bana ne?