Dünyadaki büyük farklılıkları temel alarak inceleyen ve esaslı konuları çözmeye çalışan birçok kitap vardır. Bu, onlardan biri değil. Blink, gündelik hayatımızın en küçük bileşenleri –ne zaman yeni biriyle tanışsak, karışık bir durumla karşılaşsak veya sıkıntılı bir anımızda karar vermek zorunda kalsak birdenbire ortaya çıkan anlık izlenimlerin ve kararların kaynağı ve muhteviyatı– ile ilgilenir.
Kendimizi ve dünyayı anlama işine gelirsek, bence o büyük konuların üzerinde çok fazla duruyor ve bahsettiğimiz kısa süreli anları es geçiyoruz. Peki içgüdülerimizi ciddiye alsak ne olurdu? Ufku dürbünümüzle baştan sona taramaktan vazgeçip onun yerine kendi karar alma ve davranış mekanizmamızı yeryüzünün en güçlü mikroskobu ile incelesek daha iyi olmaz mıydı? Sanırım bu; savaşları, raflarda gördüğümüz ürünleri, yapılan filmleri, polislerin eğitilme biçimini, evli çiftlere verilen danışmanlıkları, iş görüşmelerini vb. değiştirebilirdi. Bütün ufak değişiklikleri birleştirebilseydik daha farklı ve daha iyi bir dünyada yaşıyor olurduk.
Kendimize ve davranışlarımıza anlam kazandırma işinin, göz açıp kapayıncaya kadar geçen sürede elde edeceğimiz bilginin aylar sürecek mantıksal analiz kadar değerli olabileceğini kabul etmemizi gerektirdiğine inanıyorum ve umarım kitabın sonunda siz de inanıyor olursunuz