Berganza: You are right, Scipión; and having had the lesson well beaten into me, I will henceforth act accordingly. That same night I entered the house of a lady of quality, who had in her arms a little lap-dog, so very diminutive that she could have hid it in her bosom. The instant it saw me, it flew at me out of its mistress's arms, barking with all its might, and even went so far as to bite my leg. I looked at it with disgust, and said to myself, "If I met you in the street, paltry little animal, either I would take no notice of you at all, or I would make mince meat of you." The little wretch was an example of the common rule—that mean-souled persons when they are in favour are always insolent, and ready to offend those who are much better than themselves, though inferior to them in fortune.
Scipión: We have many instances of this in worthless fellows, who are insolent enough under cover of their masters' protection; but if death or any other chance brings down the tree against which they leaned, their true value becomes apparent, since they have no other merit than that borrowed from their patrons; whilst virtue and good sense are always the same, whether clothed or naked, alone or accompanied.
******************
Berganza:
Haklısın, dersimi
ziyadesiyle aldığım için şu andan tezi yok tavsiyelerine uyacağım. Aynı gece
soylu bir hanımefendinin evine gittim. Kadının kollarında kucak köpeği
dedikleri cinsten öyle ufak dişi bir köpek vardı ki koynuna saklayabilirdin.
Köpek beni görünce sahibesinin kucağından atlayıp havlayarak üzerime saldırdı.
Hem de peşime öyle bir cesaretle düştü ki bacağımı ısırana kadar durmadı. Ona
saygıyla karışık bir öfkeyle bakıp ‘Ah seni adi hayvancık! Seni sokakta
görseydim ya hiç aldırış etmez ya da dişlerimin arasında parçalayıverirdim.’
dedim içimden. O hayvan bana şunu düşündürdü: Korkaklar ve pek az cesareti olanlar bile birinin gözdesi
olunca arsızlaşıp küstahlaşıyor. Hatta kendilerinden daha değerli kimselere
saldıracak kadar ileri gidebiliyorlar.
Scipión:
Verdiğin örnek
ve kısmen izah ettiğin durum küçük adamların efendilerinin gölgesinde nasıl da
küstahlaştığını anlatır bize. Olur da bir ölüm veya başka bir sebepten
sırtlarını dayadıkları ağaç devrilirse değersizlikleri hemen çıkar ortaya. Zira
bu tür kişilerin pırlantalarının kaç karat ettiği efendilerinin iki dudağı
arasındadır. İster çırılçıplak olsun,
ister giyinmiş kuşanmış; ister tek başına olsun, ister kalabalıklar içinde;
erdem ve sağduyu, daima bir ve tektir. Halkın gözünde itibar kazanılabilir doğru. Fakat
hakikatin ışığı altında kimse asıl değerinden ve hak ettiğinden fazlasını
görmez.