“Madem her şey mânen ‘Bismillâh’ der. Allah nâmına Allah’ın nimetlerini getirip bizlere veriyorlar.” diyen Üstad Hazretleri neticeyi şöyle bağlıyor: “Biz de ‘Bismillâh’ demeliyiz. Allah nâmına vermeliyiz, Allah nâmına almalıyız. Öyle ise Allah nâmına vermeyen gâfil insanlardan almamalıyız.”
Risale-i Nur’u ilk tanıdığım 1963 yılında sohbetlere gittiğimde, çay veya su dağıtılırken, dağıtan “Bismillâhirrahmânirrahîm” diyerek verir, alan da “Bismillâhirrahmânirrahîm” diyerek alırdı. Bu âdetteki güzellik hoştu; ama daha mühimi, Allah namına alma ve Allah nâmına verme şuurudur.