Yaptıklarının şuurunda olmayan varlıkların, faaliyetlerindeki gayeleri bilmiyor olmaları, o faaliyetlerde o gayelerin olmadığını göstermez.
Kâinatta hiçbir şey, hiçbir varlık, boşuna yaratılmamıştır. Her biri, kâinatın sistemi içinde pek çok vazife görmektedir. Cemadât ve bitkiler, insan ve daha başka bazı faktörler tarafından engellenmedikçe vazifelerini tam ve mükemmel yaparlar. Çok cüz’î irade ve şuur sahibi, dolayısıyla cüz’î öğrenme ve farklı davranabilme kabiliyeti geliştirebilen hayvanlar âlemi de, vazifelerini çok cüz’î şuur ve iradelerinin yol açtığı çok az suistimaller dışında yine mükemmel yerine getirir. İnsan vücudu da, yine bizzat insanın ve insan tarafından değiştirilen çevre ve beslenme şartları gibi faktörlerin sebep olduğu kusur ve noksanlar dışında yine mükemmel çalışır. Kâinatta şuurlu ve sorumlu olan insanlar ve cinler dışında her varlığın vazifesini mükemmel veya mükemmele yakın yaptığına ve bu varlıkların her biri gibi, onların her hareketinin, gördükleri her vazifenin onlarca, yüzlerce, binlerle gayeye hizmet ettiğine en açık delil, kâinatın mükemmel düzeni ve bu düzenin, düzendeki intizamın hiç bozulmadan devam etmesidir. Bugün, bir yandan materyalistler ve Darwinistler neticede mutlak ilim, irade ve kudret sahibi Yaratıcı’ya işaret edeceği için bu gayeliği görmek istemeseler de, aslında insanlık, hiçbir insan bu gayelikten kaçamamakta, çevrecilik, çevre bilinci, çevreyi veya ekosistemi koruma üzerine hassasiyetle eğilmezlik edememektedir.
Şuurlu olmayan varlıklar, gördükleri vazife ve hizmetlerdeki gayenin farkında olmayabilirler. Ama onların bunun farkında olmaması, onların faaliyetlerinde ve yaptıkları işlerde sayısız gayelerin takip edilmediğini göstermez. Nasıl saat vakti göstermek gibi çok önemli bir hizmet gördüğünü bilmez, ama onun bunu bilmemesi kimseyi saatin varlığının gayesini inkâra götürmezse, bunun gibi, kâinattaki bazı varlıkların neyi niçin, hangi gayeye yönelik yaptıklarını bilmemeleri de, onların faaliyetlerinin gayesiz olduğu gibi bir sonuç doğurmaz. Kısaca, bilmemek, olmamaya delil değildir.