Gerçeği görmek ve doğruyu bulmak için, ayrıca, (kalb denilen) o aynayı mızmız, üstelik mızmızlığına bahaneler üreten çocuk tabiatından; sebepsiz yere düşman ama düşmanlığına mazeretler uyduran düşman karakter ve tavrından; ve yalnızca eksiği, kusuru gören müşteri bakışından da temizlemek gerekir. Sonra, tarttığımız zaman doğru tartmalı; karşılaştırmalarımızı tam yapmalı ve yolu aydınlatan işaretlerin birbiriyle karışıp kaynaşmasından ortaya çıkan hakikatin parıldayıp duran ışığını aydınlatıcı ve yol gösterici delil edinmeliyiz ki, arada sırada yolumuza düşen evham karanlıklarını def edebilelim. Hem, insafla, pür-dikkat ve sağlam, keskin bir kulakla dinlemeli; söz tamam olmadan da itiraz etmemeliyiz.
GERÇEĞE UZANAN YOL
Demek ki, gerçeği görmek ve kabûl etmek istemeyen insan, mızmız çocuk gibi sürekli bahane üretir; temelinde yalan yatan ve yalan olan bir bahaneden başka bahaneye geçer.
Gerçeği kabûl edemeyen, bu konuda enaniyetini kıramayan insanın diğer hastalığı, sebepsiz yere veya tamamen nefsaniyet kaynaklı düşmanlık üretmesi, düşman tavrı takınması ve bu tavrını bırakamamasıdır.
Bir diğer hastalık da, müşteri gibi hep eksik ve kusurları görme, sürekli eksik–kusur aramadır. Özellikle müsbet ve aktif bir hizmet ve üretimin içinde bulunmayan insanlar, kendilerince mükemmeliyet arar, aradığı mükemmelin ne olduğunu da çok bilmez, gereksiz idealizm ve idealize etme peşine düşer ve dolayısıyla hiçbir şeyden memnun olmazlar, olamazlar; daima gayr-ı memnun olarak kalırlar. Böyleleri için Hz. Üstad, meselâ iyi bir idare konusunda “Onlardan birisi –Allah etmesin–bin sene yaşayacak olsa, âdeta mümkün hükümetin hangi suretini görse, hülya ile yine razı olmayacak. Şu hülyanın neticesi olan tahrip meyliyle, o sureti bozmaya çalışacak.” der. Çünkü neyi aradıklarının farkında olmadıkları gibi, aslında kendi ataletlerine, beceriksizliklerine ve gerçeği kabûl etmeme tavırlarına mazeret arayışı içindedirler.
Hz. Üstad Bediüzzaman’ın bu müthiş ve özellikle günümüzde çok yaygın olan kalbî marazları teşhis eden tesbitleri, her insan için bir ilaç mahiyetindedir. Bu marazlar, belki kâmil insanları bile zaman zaman da olsa yoklayabilir.