Saturday, August 24, 2013

Kureyş'in Gücü Ve Etkisi


Kureyş, Kabe'nin koruyuculuğunu üstlendiği için Araplar onları dını önder olarak tanıyor ve Kureyşle Müslümanlar arasında başlayan mücadelenin sonucunu bekliyorlardı. Buhârî, uzakta bir yol kenarında yaşayan Amr b. Seleme'nin şu sözlerini kaydeder: "Araplar Kureyş'in Müslüman olmasını, Mekke'nin Müslümanlara geçmesini bekliyor ve 'Muhammed'i kavmiyle başbaşa bırakınız, çünkü onları yenerse hak peygamber olduğunu ispat eder'. diyorlardı. Mekke fethedilince her kabile Müslümanlara yaklaştı."

İbn Hişam da şu sözleri söyler: "Araplar Kureyş'in akıbetini bekliyorlardı. Çünkü Kureyş kabilesi diğer insanların öncüsü, Kâbe ve Harem-i Şerif'in koruyucusu Hz. İbrahim ve İsmail'in evladıydı. Araplar bunu inkar etmiyorlardı. Hz. Peygamber'e karşı savaşları hazırlayan da Kureyş'ti. Müslümanlar Mekke'yi de fethedince Mekkeliler Müslüman oldu. Araplar Hz. Peygamberle dövüşemeyeceklerini, ona düşman olamayacaklarını anlayarak ayet-i celilede de beyan buyurulduğu üzere bölük bölük Allah'ın dinine girdiler."

Sonuç olarak, Müslümanlığın sadelik ve doğruluğuna, Arapların da zekalarına ve zihni kabiliyetlerine rağmen İslâm'a karşı gösterdikleri bu direnişin sebebi, kendi aralarındaki kabile ilişkileri ve aile gururlarıydı. Bu engeller ortadan kalktıkça İslam hiçbir sekteye uğramadan ilerledi.