Tevazu (humiliy) Latince "humus" (toprak)'tan gelir. Bizim ortak atamız olan insan (homu-hominis) de ordan gelir. Söylendiği gibi biz topraktan geldik ve toprağa gideceğiz. Kelimenin Anglo-Saxon karşılığı mütevazı (lowly)'dır. Mütevazı ya da alçakgönüllü, insan olmayı kabul etmek anlamına gelir, ne fazlası ne de daha azı. Tanrılık iddiasından alabildiğine uzak olmaktır.
"Hem kibirli kibirli yürüme! Zira ne kadar kibirlenirsen kibirlen, ne yeri yarabilirsin, ne de dağların boyuna erişebilirsin." (İsra, 17/37)
Bu manasıyla tevazu, kainattaki yerini idrak eden insana özgü bir erdemdir. Astronomlar, fizikçiler, tabiatçılar ya da uzay yolcuları gibi evrenin harikuladeliklerini keşfeden seçkin insanlar, kendilerinde hasıl olan bir tevazudan haber verirler. Kendisini tamamen yok etmeyen, ama boyunun ölçüsünü de kendisine gösterenkorku ve huşu veren bir büyüklüğe şahit olmalarından ileri gelir bu.