Monday, September 21, 2015

Kur’ân-ı Kerim

Bazı sosyologların da ifade ettiği gibi şimdiye kadar hiçbir fikir, doktrin ve kitap, Kur’ân-ı Kerim’in toplum bünyesinde meydana getirdiği inkılabı gerçekleştirememiştir. Zira böyle seviyeli bir inkılabın meydana gelmesi, onun çeşitli devrelerden geçmesine ve bu mevzuda birkaç neslin fedakârane çalışıp didinmesine vâbestedir. Tarih de şahittir ki, inkılaplar tahakkuk ederken ilk nesil, çok defa çeşitli medeniyetlerin tesiri altında taklitçiliğe düşmüş; ikinci nesil ancak onların ortaya attıkları fikir, doktrin, sistem veya mezhebi realize etmeye muvaffak olmuştur. Hatta bazen bu fikir, sistem veya mezhepleri bunların arkasından gelen nesiller ancak istikrara kavuşturabilmişlerdir. Sadece Nebiler Serveri’dir ki Kur’ân-ı Kerim sayesinde üç neslin mevcudiyetine vâbeste onca inkılabı tek bir nesille tamamlamıştır.

Evet, vahşi ve bedevi bir toplum, vahşet ve bedeviyetin en korkuncunu yaşarken, Kur’ân ve İnsanlığın İftihar Tablosu sayesinde –hem de daha Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) hayatta iken– en medeni ve en yüce milletlerin varabileceği son ufka ulaşmıştır. Dahası bu hayretengiz inkılap, gerek içtimaî, gerek siyasî ve gerekse akidevî olarak hayatın hemen her karesinde böylesine baş döndürücü bir hızla gerçekleşmiştir.