Saturday, September 26, 2015

Matematik Bir Gençlik Oyunudur

                                                      Evariste Galois
Bir matematikçi şunu aklından çıkarmamalıdır ki matematik, herhangi bir sanat veya bilim dalında olduğundan daha çok, bir gençlik oyunudur. Nispeten basit bir örnek vermek gerekirse, Royal Society'e seçilen matematikçiler, yaş ortalaması en düşük grubu oluştururlar.

Kuşkusuz daha çarpıcı örnekler de bulabiliriz. Dünyanın en büyük üç matematikçisinden biri olduğu kesin olan birisinin meslek hayatını ele alalım. Newton matematiği elli yaşında bıraktı; ilgisini ise çok daha önce yitirmişti. Kırk yaşına geldiğinde, parlak yaratıcılık günlerinin artık geride kaldığını şüphesiz farketmişti. Bilime en önemli katkıları olan değişme hızı (fluxions) ve yerçekimi kanununu 1666’da, yirmi dört yaşındayken geliştirmişti: "O zamanlar yeni buluşlar için en olgun çağımdaydım; matematik ve felsefe konularına daha sonra hiçbir zaman aynı ilgiyi duymadım." Newton neredeyse kırk yaşına kadar büyük buluşlar yaptı ("eliptik yörünge"yi 37 yaşında keşfetti); fakat sonraları, daha önceki çalışmalarını tamamlamak ve geliştirmek dışında pek az şey yaptı.

Galois yirmi bir, Abel yirmi yedi, Ramanujan otuz üç, Riemann kırk yaşında öldü. Çok daha ileri yaşlarda büyük işler başarmış insanlar vardır; Gauss'un diferansiyel geometri konusundaki ünlü incelemesi elli yaşında iken basılmıştı (ancak ana fikirler on yıl öncesinde olmuştu). 
Matematik alanında, elli yaşını geçmiş kimseler tarafından önemli bir katkıda bulunulduğunu hatırlamıyorum. Olgun yaşta bir kimse eğer ilgisini yitirip matematik çalışmalarını bırakmışsa bu ne kendisi için ne de matematik için, pek de ciddi bir kayıp olmayabilir.