Wednesday, July 13, 2016

Zıtlıkların ve Çelişkilerin Ahengi İçinde Kulluk


Kimi zaman şeytan, insana günahlarını bahane olarak gösterir ve “Bu günahkâr hâlinle Allah’a yönelemezsin!” diyerek onu aldatmaya çalışır. İnsan, böyle durumlarda bir taraftan arınma yollarına tevessül ederken diğer yandan da Allah’ın rahmetini düşünmeli ve “Gerçi cürmüm çok ama gönlüm Sana hayran.” demelidir. İşlenen günahlar, Cenab-ı Hakk’ın icraat-ı süb­ha­niyesine, lütuf, inayet ve ihsanlarına hayranlığa ve teveccühe mâ­ni olmamalıdır. İşlemiş olduğu cürümler insana kendini Ce­nab-ı Hak’tan çok uzakta gösterse de o, duygu ve düşünceleri itibarıyla hep yakınlarda dolaşmaya çalışmalıdır. Bir insan, bırakalım paçalarına veya dizlerine kadar kirlenmeyi, gırtlağına kadar levsiyat içine batsa bile yine ulûhiyet ve rubûbiyet dairesinin biricik sultanı olan Allah’a (celle celâluhu) ve o dairenin en büyük davetçisi olan Allah Resûlü’ne (sallallâhu aleyhi ve sellem) teveccüh etmeli, onları deli gibi sevmeli ve asla bu kapıdan ayrılmamalıdır. Bu, bir yönüyle çelişki sayılır. Fakat mü’min, hayatını bu zıtlıkların ve çelişkilerin ahengi içinde götürmek zorundadır.