Monday, August 22, 2016

Tek Yumrukta Felsefe Tarihi

İnsanın hayatında öyle bir an gelir ki önünde uzayıp giden karanlık yolda ilerlemekten başka çaresi kalmaz, geri adım atamayacak kadar yorgundur çünkü ve yerinde duramayacak kadar da yıkkın. Hayatta çoğu zaman asıl ihtiyacımız olan şey de budur işte, sağlam kalan parçalarımızı toplayıp kör bir kararlılıkla yolumuza devam etmek. Nihayet, dedim kendime, bulvara bakan karanlık konteynırlann kuytuluğunda oturmuş ağlarken, asıl konumuza gelmiş bulunuyoruz evlâdım, insana, yani o büyük acıya. Misal, bütün şartlar eşit olduğunda, bu şehirdeki en üzgün insan kim acaba? Sen misin? Neden olmasın. Peki o zaman üzgün insan, şimdi, bu akşam, burada, kendine acıma duygusunu daha fazla körüklemenin ne âlemi var? Hayatında ters giden her şeyi birbirine bağlayıp moralini daha da bozmanın ne âlemi var? Kendine gel deyip bir yumruk salladım kafama Tek yumrukta felsefe tarihi.

**
Düşüncelerimi toparlamak için yürüyüşe çıksam dünya turu atmam gerekirdi.