Thursday, August 25, 2016

Vinç İzleyen Türkler

O an, on beş-yirmi adım ötemizde çalışan devasa vinci gördüm, kocaman bir demir iskeleyi derenin iki kenarına doğru indirmeye başladı. Aşağıda, demir iskeleye bağlı çelik halatları tutan işçiler vardı, dayımın yanındaki adam da, muhtemelen şefleriydi, telsizle vinç operatörüne bağlanıp ‘Sağ yap, sol yap’ falan diyordu. Derenin karşı tarafında yirmi kişilik meraklı bir kalabalık birikmişti, tanıyordum kimisini, onlar Kıyıdere’nin inşaat seyredenleridir. Nerede yapım halinde bir inşaat görseler, önünde durup ellerini arkalannda kavuşturarak seyretmeye başlarlar. Hatta çoğu zaman inşaata bile gerek yoktur, herhangi bir kazı çalışmasının, kaldırım döşemesinin, peyzaj faaliyetinin, refüjlerdeki yağmurlama sistemi montajının falan yakınlarında durup saatlerce seyredebilirler. Ufacık bir tadilat bile olsa, elinize çekiç alıp balkon duvarınıza çivi çaksanız örneğin, oradan geçiyorlarsa mutlaka durup seyrederler, o çivi o duvara yerleşene kadar kıpırdamazlar bir yere. Şimdi de vincin indirdiği demir iskeleye bakıyorlardı dikkatle, hiçbir ayrıntıyı kaçırmamaya özen gösteriyorlardı, görsel bir ziyafetti bu onlar için. Demir iskele zemine yaklaştıkça işçiler eldivenli elleriyle halatları çekiyorlardı kendilerine doğru, yüzleri kıpkırmızı olmuştu. Her taraf toz toprak içindeydi.