Wednesday, September 12, 2018

William Saroyan: Ünlü olmak gibi bir isteğim yok



Ünlü olmak gibi bir isteğim yok. Ne Pulitzer ne Nobel ne de başka bir ödülün peşindeyim. Burada, uzak Batı’da, San Francisco’nun Carl Caddesi’nde küçük bir odadayım, sıradan insanlara mektup yazıyorum, basit bir dille onlara zaten bildikleri şeyleri anlatıyorum. Sadece kayda geçiriyorum, konudan biraz saptıysam, acelem olmadığından ve kuralları bilmediğimdendir. Tek bir arzum varsa, o da insanların kardeşliğini göstermektir. Bu çok büyük bir laf ve kulağa biraz yapmacık geliyor. İnsan genellikle böyle hamasi bir söz söylemeye çekinir. Kültürlü, bilgiç insanların kendine güleceğinden korkar. Ama ben aldırmıyorum. Kültürlü insanların gülmesini istiyorum. Kültürlü olmak, gülmeye yarar zaten. Irklara inanmam. Hükümetlere inanmam. Hayatı, dünyadaki milyonların aynı anda yaşadığı tek bir hayat olarak görürüm. Henüz herhangi bir dilde konuşmayı öğrenmemiş bebekler dünya üzerindeki tek ulustur, insan ulusu; gerisi sahte gösteriş, bizim medeniyet dediğimiz nefret, korku ve güçlü olma arzusu... Ama bebek bebektir. Ve bebeklerin ağlamalarında insanlığın kardeşliğini bulabilirsiniz. Büyürüz ve bir dilin kelimelerini öğreniriz. Kâinatı, bütün dillerin değil, bildiğimiz dilin vasıtasıyla görürüz. Kâinata bakarken herhangi bir dil kullanmamak da mümkün değildir, örneğin sessizlik yoluyla kâinatı göremeyiz. Ve kendimizi bildiğimiz dile hapsederiz. Biz burada kendimizi İngilizceye ya da Mencken’in deyişiyle Amerikancaya hapsediyoruz. Bütün sonsuzluk, kelimelerimizde. Bir şey başarmak istiyorsam daha evrensel bir dil konuşmalıyım. İnsan kalbi, insanın yazılmamış tarafı, bütün halkların değişmez ortak noktası işte budur.