Havf ve Reca
- “Hiç hesaba katmamış oldukları şeyler Allah tarafından karşılarına çıkarılıverdi.”
- Rahmetin mevcudiyetini inkâr mânâsına gelen recâ hissini yitirip ye’se kapılmak affedilmeyen bir günahtır.
- Çoklarınca recâ, Zât-ı Ulûhiyet hakkında hüsnüzan beslemenin bir başka buudu sayılmıştır. Ve: أَنَا عِنْدَ ظَنِّ عَبْدِي بِي “Benim kulumla maiyyet ve muamelem, onun Benim hakkımdaki zannına bağlıdır.” mealiyle vereceğimiz kudsî hadis de bu hususî mülâtefenin ifadesidir.
- Ebû Sehl’i, rüyada tarifler üstü nimetler içinde yüzüyor görür ve sorarlar: “Üstad bu yüksek pâyeyi nasıl elde ettiniz?” Ebû Sehl cevap verir: “Rabbim hakkında beslediğim hüsnüzan sayesinde.”
- Recâ, Cenâb-ı Hakk’ın engin rahmetiyle tecellî etmesi için bir vesile ise, insan iyi-kötü hiçbir hâlinde bu vesileyi elden bırakmamalıdır. Evet, insanın ameli, ihlâsı, hasbîliği, diğergamlığı önemli birer güzellik buudu sayılsalar da, insanla alâkalı olmaları itibarıyla, Allah’a ait bulunan affın yanında çok önemsiz kalırlar. Zira öncekiler, zâhirî esbap açısından insanın işi ve davranışları sayılmasına karşılık, ikincisi doğrudan doğruya Cenâb-ı Hakk’ın rahmet buudlu şe’n-i hâssı ve mülâtefesidir.