Embriyo psikolojisi, anne karnındaki embriyonun anne vasıtası ile yaşadığı psikolojiye verilen addır. Kısaca diyebiliriz ki hamilelik süresince bir anne, ne ile meşgul oluyorsa, duygu dünyası ne ile şekilleniyorsa karnındaki embriyonun da duygu dünyası aynı olaylarla şekillenmektedir.
Yukarıdaki örnekte olduğu gibi, eğer anne korku nöbetleriyle hamileliğini geçirmişse muhtemel ki doğacak çocukta da bu korku nöbetlerinin izleri bir ömür boyu devam edip gidecektir. Veya çok karşılaşılan başka bir durum da istenmeyen bir hamileliği mecburi olarak yaşayan bir annenin ruh halidir. Böyle bir annenin bebeği, dokuz ay boyunca kendisini istemeyen bir annenin psikolojik baskısı altında eziklik hissedecektir. Bu ezilmeler, çocuğun bir ömür boyu taşıyacağı “psikolojik karakterin” en belirgin özelliği olarak bir gölge gibi onu takip edecektir.
O halde bebek bekleyen bir anne, bir baykuş gibi ciddi ve dikkatli olmalıdır. Karnındaki yavrusuna fizyolojik olarak bağlı olduğu gibi psikolojik olarak da bağlı bulunduğunu asla hatırından çıkartmamalıdır.
Bir anne, okuduğu kitapları sadece kendisine değil, karnında taşıdığı yavrusuna da okuduğunu bilmeli. Hissettiği huzur ve sakinliğin, sadece kendisine değil, minik yavrusuna da tesir ettiğini asla unutmamalı. Annenin yaşayacağı, korku, öfke, hırs, günah, yapacağı gıybet, söyleyeceği yalan, kısacası vicdanını sızlatan her bir durum, çocuğuna da inceden inceye zehir gibi sızar. Anne bunu bilerek hareket etmelidir. Bu itibarla bakıldığında, çocuk terbiyesinin daha anne karnında başladığına şahit oluyoruz. Özetlersek bir anne, çocuğunun nasıl bir karaktere sahip olmasını istiyorsa kendisi de hamilelik döneminde o karakterin izlerini taşımalıdır.
Sadece hamilelik döneminde değil tabii ki bebeğin dünyaya geldiği ilk dakikalar, anne ile bebek arasındaki ilk iletişim de hayatî önem taşımaktadır.
***
Anne karnında, dokuz ay geçiren bir çocuk, sadece bu süreyi tamamlamak için beklemez, aksine annenin yaşadığı her acıyı, her sevinci ve her duygusal değişimi bire bir yaşayarak bir ömür boyu ana hatları ile kullanacağı karakter alfabesinin ilk harflerini de dizmeye başlar. Genetik karakterin oluşumunda her ne kadar, anne ve baba söz sahibi olmasa da psikolojik karakterin oluşumunda, özellikle anne doğrudan tesir sahibidir. Yani anne, eğer isterse karnındaki çocuğun “pısırık, korkak” yahut “sakin ve huzurlu” olabilmesi adına ciddi bir rol oynayabilir.