Zerdüştlük, İran’ın Mazdeizm’den önceki eski diniydi. Bu dinin kurucusu Zerdüşt çoğunlukla kabul edildiği gibi M.Ö. VII. asırda yaşamıştı. Bu din, ortaya çıktığı ilk günden itibaren nur ile zulmet, iyi ruhla kötü ruh veya hayır ilahıyla şer ilâhı arasında süregelen bir savaş esası üzerine kurulmuştur.
Mani, M.III. asrın başlarında bu dini yeniden ihya etmek ve halkı ona davet etmek gayesiyle gelmişti.
Sâsânî İmparatorluğu’nun kurucusu Erdeşir’in selefi Şahpûr da onun yolundan gitmiş ve halkı bu dine davet etmiş, ancak daha sonra onun fikirlerine karşı çıkmıştır.
Mani yeryüzünde şer ve fesadın kökünü kazımak için insanlara bekârlık hayatını tavsiye ediyor, nur ile zulmetin bir araya gelmesinin felaket olduğunu ve ondan kurtulmak gerektiğini ilân ediyordu. Nesli kurutmak suretiyle kısa sürede yok olmayı sağlamak ve nurun zulmete (hayrın şerre) galip gelmesini temin etmek için evlenmeyi yasaklıyordu. Uzun yıllar sürgünde kalan Mani, bir süre sonra İran’a dönmüş ve I. Behram devrinde ölmüştür. Mani ölmüştü fakat fikirleri ölmeyecek, bilakis İran düşünce sistemini ve toplumunu, uzun bir müddet daha te’sir altında bırakacaktı.