Friday, January 17, 2014

Kur'an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali [Ali Ünal] 29: Yunus Suresi'nden 2 - Sebep, Netice, Kader

“Sebeple netice için iki ayrı kader yoktur; bu bakımdan Kader, sebeple neticeye bir bakar; yani hangi sebebin hangi neticeyi doğuracağı bellidir ve bunları takdir eden Allah’tır. Allah (c.c.), hangi sebebin hangi neticeyi doğuracağını, ne yaparlarsa ne ile karşılaşacaklarını insanlara rasûller vasıtasıyla bildirdiği gibi, tarihî tecrübeler ve sosyoloji ilmine konu olan hayatın kanunları da, bunları dünya hayatıyla ilgili olarak büyük ölçüde göstermektedir. Dolayısıyla, ümmetlerin tarih olup gitmeleri, Cenab-ı Allah’ın cebrî takdirine bağlı değildir. Cenab-ı Allah’ın takdiri, bir açıdan bilmedir; yani O’nun için dün-bugün-yarın dilimli veya yekpare bir zaman söz konusu olmadığı ve her şey O’nun nazarında tek bir noktadan ibaret bulunduğu, bütün zaman bir nokta halinde olduğu için O, olacakları sebepleriyle birlikte yazar. İnsanlar, kendi iradelerine dayalı olarak işler ve kendi tercih ve davranışlarının neticeleriyle karşılaşırlar. Her bir ümmet için son mutlak ve cebrî bir kanun olmamakla birlikte tarih, sonu gelmeyen bir ümmete de şahit olmamıştır. Ama bu sonu hazırlayan ve hak eden, her zaman için bizzat ümmetlerin kendileridir. Hattâ Kıyamet’in gelmesine sebep de, yine bizzat insanlığın kendisi olacaktır. ”