Benim etrafımda hayatları boyu neredeyse her hafta Yasin okuyup okudukları surenin bir cümlesinin/ayetinin anlamını bilmeyen insanlar var.
Teyzelerin, amcaların velhasıl insanların bu memlekette her hafta bir araya gelip Kur’an okuyup ancak okuduklarının anlamını bilmemesi ne kadar trajik bir durum.
Kur’an’a her hafta okuyacak kadar yakın olup ama onun ne dediğini anlamayacak kadar uzak olmak.
Türkiye’de bir “Mushaf severlik” var. Anlamadan sürekli okumak şeklinde tezahür eden Mushaf severliğin, Kur’an’ı sevmek olduğunu düşünmemek lazım.
Mesela ben “her Ramazan beş kere on kere hatim indiririm” diyerek mutlu olan ancak Kur’an’ın bir sayfasının anlamını hayatı boyu merak etmemiş insanlar tanıdım.
Zaten memleketi MS 2015 yılında istila eden neo-putperestliğin temel nedeni de Kur’an’a “şeklen yakın olup ama ne dediği merak bile etmemek” değil mi?
Hz. Peygamber etrafına “Kur’an’ı okuyun” demişti. Çünkü etrafındakiler Arapça biliyordu.
Peygamberin “anlamak için okuyun” talimatının “hiç anlamadan bir kere anlamını merak etmeden tekrar tekrar öylece ezbere okuyun” şekline dönüşmüş olması üzücü.
Gökhan Bacık
Bugün Gazetesi, 26.04.2015