Tuesday, April 12, 2016

Kıble Evler 3

İlim ve medeniyetin gelişmesinde, müzâkerenin ve düşüncelerin birleşerek birbirlerini mayalayıp zenginleştirmesinin büyük yeri vardır. Bir meselenin müzakeresinde herkes mizacına, birikimine göre, bir tarafını görür. Bunlar müzakere ile ortaya konunca, herkeste yeni fikir kıvılcımları, uygulama şimşekleri çıkar; feyz dediğimiz ilmî, manevi bereketlenmeler hâsıl olur. İştirakçiler sadece bilgileri artmış, ufukları genişlemiş olarak değil, birbirlerine olan güven ve sevgileri de katmerlenmiş ve amel konusunda yeni bir şevkle donanmış olarak o cemaatten ayrılırlar.

Bu feyizlenme insanlık için o kadar önemlidir ki, bir kısım Batılı sosyologlar dünyanın kenarda kalıp farklı kültürlerle temas kurmamış olan milletlerin, medeniyet geliştiremediklerini, basit bir seviyede kaldıklarını söylerler. Buna Eskimoları, dış dünya ile temastan önceki hâlleri ile Japonları, Polonezleri vs. örnek gösterirler. Şu halde, eş-dostların, akrabaların, komşuların, meslektaşların kendi aralarında teşkil edecekleri nezîh, ilmî cemaatler, sohbetler ilmimizi, feyzimizi, Allah nezdindeki değerimizi artıracaktır.

Radyo, televizyon ve her köşe başında mantar gibi biten sağlıksız kahvehane ve eğlence yerlerinin insanları iyice ferdileştirip yalnızlaştırdığı günümüz şartlarında, üzerinde durduğumuz, küçük samimi dost guruplarına şiddetle ihtiyaç vardır.

Bu çeşit gruplara imkân sağlayan evler sayıca arttıkça ve hatta evlerimizin her biri, aile efradı ve yakınları için bu manada hizmetlere şuurla yöneldikçe, bir başka ifade ile, hususî evlerimiz, -ayet-i kerimenin emrine uygun şekilde- kıble kılındıkça, milletçe içine düştüğümüz atalet ve geriliklerden kurtuluşumuz kesinlik kazanacaktır.