O Allah ki, sizi tek bir nefisten yarattı ve onunla aynı tür ve mahiyetten de kendisiyle ünsiyet etsin diye eşini var etti. Derken, bu ikisi bir araya gelip de erkek eşini bürüyünce, kadın belli belirsiz hafif bir yük yüklenir ve onu bir zaman taşır.
Nihayet taşıdığı yük ağırlaşınca, eşler birlikte, bir endişe ve telaşla Rabbileri olan Allah’a yönelme gereği duyar ve “Eğer bize sağlıklı, eli ayağı yerinde bir çocuk verirsen, andolsun biz de karşılığında şükredenlerden oluruz!” diye içten içe yalvarmaya dururlar.
Nihayet Allah onlara diledikleri gibi sağlıklı, eli-ayağı yerinde bir çocuk verir (ve bu şekilde birbirini takiben nesiller meydana gelir).
Ama anne-babalar, Allah’ın kendilerine verdiği bu nesiller sebebiyle, (onları tabiata ve sebeplere havale etme veya onlardaki güzellik ve başarıları ya bizzat kendilerinden veya çocukların kendilerinden bilme, ya da onlardan dolayı Allah’ı unutup, kendilerini tamamen onlara hasretme gibi yollarla) Allah’a ortaklar koşarlar. Oysa Allah, Kendisine ortak koşanların ortak koşmasından da, koştukları ortaklardan da mutlak manâda aşkındır, nihayet derecede uzaktır.(A'râf Suresi 189-190)