Saturday, October 18, 2014

Rabbülalemin!

Kâinatta hiçbir varlık abes ve boş yere yaratılmamıştır. Bu hakikate sürekli düşünme ve tefekkürle ulaşılır. Bu ulaşmadır ki, رَبِّ الْعَالَمِينَ olarak kendini tanıtan Mevlâ’yı anlama ve idrak mevzuunda önümüze yeni yeni ufuklar açar.

Hz. Ömer (radıyallâhu anh) devrinde, çekirge kıtlığı oldu ve çekirgeler birden bire ortadan kalkıverdi. Hz. Ömer buna çok üzüldü. Yemen, Şam ve Irak’a gidenlere “Oralarda çekirge görürseniz bana haber verin.” diye tembihlerde bulundu. Sonra Yemen’den birisi elinde bir avuç çekirge ile geldi ve bunları halifenin önüne attı, atınca da halife: “Allahu Ekber” dedi. Orada bulunanlar: “Ey Allah’ın Peygamberi’nin Halifesi, biz bu hareketinizi anlayamadık!” dediler. Cevaben şöyle buyurdular: “Allah Resûlü’nden (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle işittim: إِنَّ اللّٰهَ عَزَّ وَجَلَّ خَلَقَ أَلْفَ أُمَّةٍ سِتُّمِائَةٍ مِنْهَا فِي الْبَحْرِ وَأَرْبَعُمِائَةٍ مِنْهَا فِي الْبَرِّ فَإِنَّ أَوَّلَ هَلَاكِ هٰذِهِ الْأُمَّةِ الْجَرَادُ فَإِذَا هَلَكَ الْجَرَادُ تَتَابَعَتِ الْأُمَمُ كَنِظَامِ السِّلْكِ ‘Allah bin ümmet yaratmıştır. Bunlardan altıyüzü denizde, dörtyüzü de karadadır. Ümmetlerden biri de çekirge ümmetidir. Yeryüzünde ilk defa helâk olup yok olacak çekirgedir. Onlar yok olduktan sonra, diğerlerinin yok olması onu takip edecek ve teker teker her ümmet helâk olup gidecektir.’ Ben de âlemin nizamının benim zamanımda bozulmasından ve âhengin değişip kıyametin kopmasından endişe ettim.” 

Hz. Ömer’in bu sözünde, yukarıda arz etmeye çalıştığımız tefekkür ve tedebbürün mânâsı gizlidir.

Batılı bir uzman “kelaynaklar” öldüğü zaman endişesini açığa vurmuş ve “Niye endişe ediyorsun?” diye soranlara da şöyle cevap vermişti: 

Sâni-i A’zam’ın, âlemler adına kâinatta yarattığı her şey bu kâinatın tamamlayıcı parçalarıdır. Bunlardan bir tanesi eksildiğinde dünyada bir eksiklik meydana gelir. Yılan, akrep, bit, pire ve sizin ağaçlarınıza musallat olan parazitlerin varlık içinde birer yeri vardır ve bunlar âdeta kâinatın tamamlayıcı unsurlarıdır. Hâlık-ı A’zam bunlarla kâinatı tamamlamış ve hikmetini bunlarla ikmâl etmiştir. Bu sebeple birinin eksilmesi kâinatta bir eksikliktir ve bu eksiklik birbirini takip edecek ve kâinat sona doğru gidecektir. Nasıl ki insan vücudunda, vücut için lüzumlu maddelerden bir tanesi dahi eksik olsa, bu eksiklik başka arızalar doğurur, derken vücuttaki âhenk bozularak, daha başka maddeler de eksilmeye başlar ve insanın gelişmesi durur ve çöküşü başlar; öyle de, insan-ı ekber olan kâinat da, onu tamamlayan parçalardan birinin eksilmesiyle aynı akıbete dûçâr olur.