Saturday, August 26, 2017
101 Yıl Önce Suriye
1915 yılı sonunda Suriye’de zahire fiyatları aşırı arttı, bölgede büyük bir kıtlık yaşandı. Buna ertesi yıl veba salgını eklendi. Bütün bu felaketlerin üzerine Cemal Paşa’nın cepheye mühimmat şevkinde kullanılan trenlerin yakıt ihtiyacı için bölgedeki sedir ormanlarını katletmesi, ordunun hayvan ve yiyecek ihtiyacını karşılamak için halkın elindekilere geçersiz Osmanlı banknotları vererek el koyması eklenince Osmanlı idaresi ile bölge halkı arasındaki bağlar kopma noktasına geldi.
Bunlar olurken, Cemal Paşa’nın emriyle 1915 yılının son günlerinden başlayarak 1916 yılının Nisan ayına kadar Suriye ve Lübnan’da bir dizi tutuklama yapıldı. Suçlama devlete ihanet etmek, Fransa ve İngiltere’nin himayesinde bir Arap devleti kurmak ve Osmanlı halifeliğinin yerine bir Arap halifeliği tesis etmekti. Suriye’nin Aliye kasabasında kurulan mahkemede 200 kadar kişi yargılanmış ancak sadece üç kişi idama mahkûm edilmişti. Diğerlerine gıyaben idam, kalebentlik, kürek gibi cezalar verilmişti. Cemal Paşa kararı beğenmedi ve kendini mahkeme yerine koyarak geri kalan 23 kişinin de idam edilmesine karar verdi. İddialara göre, Mahkeme Başkanı Şükrü Bey, Cemal Paşa’nın idam cezası verirken dayandığı belgelerin eski tarihli (1913 yılına ait) olduğunu hatırlattığında Cemal Paşa “Tarih kafanda paralansın!” diye bağırmıştı.
İnfazlar 6 Mayıs 1916’da gerçekleştirildi. Yedi kişi Şam’da, 14 kişi de Beyrut’ta idam edildi. Özetle Cemal Paşa’nın Suriye ve Lübnan’daki “gaddarane idaresi’ ve özellikle idamlar Arap milliyetçiliğinde bir dönüm noktası oldu. (6 Mayıs bugün bile Suriye ve Lübnan’da ‘Şehitler Günü’dür.) İdamlardan 1,5 ay kadar sonra Mekke Şerifi Hüseyin’in kendi adına çıkardığı bir fetva ile başlayan sözde ‘Arap İsyanı’, Türk tarih yazımında ‘Arapların Türk- leri arkadan hançerlemesi’ olarak anılıyor.