Tuesday, August 29, 2017

Almanların Çanakkale Savaşı'ndaki Katkıları


Bugün birçok kişi Çanakkale Savaşı’nı Liman von Sanders’in değil de Mustafa Kemal’in yönettiğini sanıyor. Halbuki Mustafa Kemal, bu cephedeki onlarca ikincil komutandan biriydi.

**

Almanların bütün derdi, müttefik filonun Karadeniz’e açılarak zayıflamış bulunan Ruslara askerî destek gitmesini önlemekti. Bu, Almanlar için bir düşman cephesinin düşmesi demekti. Sanders’in amacı da ülkesinin kendisinden beklediği gibi, müttefik filolarım önce Çanakkale Boğazı’nda durdurmak, olmaz ise İstanbul Boğazı’ndan geçirmemekti. Alınan tüm tedbirlerin ana teması bu idi.

**

Liman von Sanders’in anılarının en can alıcı satırları ise şunlardır: “Fakat Türk Genel Karargâhı, düşman filosunun 20 Şubat’tan 1 Mart’a kadarki zaman içinde Boğaz’ı geçeceğini kabul ettiğinden, alman askerî kararlar tam anlamıyla felaketti. Bu emirler tamamen uygulansaydı, Almanya ve Avusturya, daha 1915 ilkbaharında harbe Türkiyesiz devam etmek zorunda kalacaklardı. Zira bu emirlere göre Türkiye, Çanakkale Boğazı’nı adeta terk ediyordu. .. 23 Şubat’ta Enver Paşa’ya yazdığım bir yazı ile aldıkları tedbirlerin hayal edilemeyecek kötülükler getirebileceğini bildirdim. Enver Paşa cevabında tek kelime ile olsun gerekçe göstermeden, benim görüşümü paylaşmadığını bildiriyordu. Enver Paşanın bu isabetsiz ve zararlı emirleri beni rahatsız ediyordu. 1 Mart tarihinde, bu kararların değiştirilmesine yardım etmeleri için Alman Büyükelçiliği’ne ve Askerî Kabine Şefi vasıtasıyla Alman İmparatorluğu’na başvurdum. Bu iki makam görüşümün uygulanması için ne yaptılar bilemem fakat bir şeyler yapmış olacaklar ki, baştan sona hatalı olan söz konusu kararlar hiç uygulanmadı.”

**
Aslında Çanakkale’de görev yapan Alman er, astsubay ve subayların sayısı ise en çok 500 kişiye çıkmıştı. Bunların 150 kadarı kurmay heyeti ve ordu komutanı, 200’ü istihkâm taburunun er ve subay- astsubayları, geri kalanlarının da büyük kısmı sağlık hizmetlerinde görev alan Alman askerleriydi. Bu sayılara bakınca Almanlar komutayı, Türkler ise savaşçı gücü oluşturuyorlardı diyenlere hak vermek mümkün. Ancak Almanların katkıda bulundukları başka alanlar da vardı. Örneğin Nisan ayından itibaren altı Alman denizaltısı Çanakkale bölgesinde faaliyete geçmişti. Bu denizaltı filosu kısa sürede İtilaf donanmasının korkulu rüyası oldu. Bir Alman denizaltısı 25 Mayıs’ta Majestic, iki gün sonra ise Tri- umph adlı zırhlıları torpilleyerek batırdı. Bu tarihten sonra Arc Royal uçak gemisi Ege’de rahatça keşif görevi yapamaz oldu ve İmroz’a çekildi. 7 Ağustos’ta başlayan Anafartalar Harekâtı sırasında da denizaltılar önemli rol oynadılar. 12 Ağustos’ta Alman denizaltılarının saldırısı ile Fransızlar dört, İngilizler dokuz de- nizaltılarını yitirdiler. Osmanlı Donanması da Hayreddin zırhlısını, Peleng-i Derya topçekerini, Yarhisar torpidosunu ve birkaç küçük gemisini yitirdi.

Hava kuvvetlerine Alman katkısı da az bilinir. Savaş başlar başlamaz Almanya Osmanlı İmparatorluğu’na 12 sivil pilot, 32 sivil uçak, 24 Rumpler ve Albatros B uçağı tahsis etmiş, grubun başına da Pilot Üsteğmen Serno getirilmiş, Yeşilköy’de bir talim alanı hazırlanmıştı. Ama Romanya ve Bulgaristan’ın o sırada tarafsız olması yüzünden uçakların ilk partisinin İstanbul’a getirilmesi ancak Mart 1915’te olmuştu. Bu ilk dört uçaktan üçü Çanakkale’ye gönderildi. Savaş boyunca Osmanlı hava kuvvetlerinde bulunan 415 uçağın 30’u Alman İmparatorluk Donanması’na ait deniz uçak bölüğünden, 55’i Alman ‘Paşa’ uçak birliğiydi. Çanakkale bölgesini donanma uçak bölüğü koruyordu.