İncillerin yazılmasında belirli ölçülerin olmadığı, bunların kontrol edilmediği, her önüne gelenin İncil yazdığı ve böylece yüz civarında İncilin ortaya çıktığı bilinmektedir. Eldeki dört İncil, bu yüz kadar İncil arasından birbirlerine en yakın bulunarak seçilmiş ve bunların sahih olduğu, Kutsal Ruh’un himayesi altında yazıldığı kabul edilmiştir. Kilise, ayrıca Pavlus, Petrus, Yuhanna, Yakub ve Yahuda’nın mektuplarını, Resullerin İşleri (tahminen Luka’nın) ve Vahiy (Yuhanna’nın) kitaplarını da sahih sayarak hepsini yeni Ahid’e dahil etmiştir. Kilisenin sahih saymayarak Yeni Ahit dışın da bıraktığı İnciller ve yazılar arasında Ebionitlerin İncili ve Bar naba İncili meşhurdur. Bu İnciller; bugünkü hıristiyanlığın aksine, Allah’ın birliğini, Hz. İsa’nın Allah’ın kulu ve resulü olduğunu, ilah olmadığını, çarmıha gerilenin o olmadığını ve Hz. İsa’dan sonra bir peygambergeleceğini bildirmektedir. Görüldüğü gibi Kilise’nin sahih saymadığı adı geçen İncillerdeki bu bilgiler ile Kur’ân’da verilen bilgiler arasında uygunluk görülmektedir.
***
İnciller, belirli bir senetle Hz. İsa’ya dayanmamaktadır. Mesela Luka, İncili’nin başında Teofilos adlı bir dostuna hitap eder, onun için yazdığını açıklar. Bu yazılar, tabii ki Hz. İsa’ya değil, Luka’ya aittir. Hatta metin incelemeleri sonucu, en kuvvetli İncil olarak kabul edilen Luka İncili’nin bazı bölümlerinin ona ait olmadığı da ortaya çıkmıştır.