1935-37 yıllarında Güneş Dil Teorisi çerçevesinde Arapça ve Fransızca kökenli kelimelerden bir sürü uydurma ”sözcük” türetildi. Tıpkı école’den okul, bulletin’den belleten, hégémon’dan egemen, electrique’ten yaltırık, image’dan imge, alliage’dan alaşım, général’den genel, terme’den terim, yahut alaka’dan ilgi, buut’tan boyut, civar’dan çevre, dânişmend’den danışman, kanaat’ten kanı, kısım’dan kesim, kütle’den kitle gibi, Arapça kudsi’den kutsal yaratıldı. Sonra Eski Türkçe kut ile bağdaştırılıp Öztürkçeleştiriliverdi. Yoksa Türkçede o devirden önce -sel/-sal diye bir ek olup olmadığı bile şüphelidir.