Thursday, March 31, 2016

Çocuk Hakları

İslam açısından insan, doğduğu andan büluğa erdiği güne kadar “çocuk” addedilir ve büyüklerden ayrı ele alınır. Bu yaklaşım, birçok açıdan ehemmiyetlidir:

1- Hukuk açısından önemlidir, çünkü büluğ anına kadar hukukî ehliyeti noksandır ve bir velinin nezaretindedir. Çocuk hukukî akitlerde bulunamaz. Çocuksu şeyler dışında veya örfen çocukların alıp-satması normal olan şeyler dışında alışveriş yapamaz. İşlediği suçlara ağır ceza verilemez.

2- Terbiye açısından da önemlidir. Çünkü terbiyesinden ailesi veya devlet sorumludur. Ailesi, onu hayata hazırlamakla mükelleftir. Çocuk büluğla birlikte Allah’a, ailesine, devlete ve çevresine karşı bir kısım sorumluluklar altına girdiği için artık mükelleftir ve şayet aklî bir noksanlığı yoksa üzerindeki vesayet kalkar, normal bir kimsenin bütün hak ve sorumluluklarına muhatap olur. İşte; ailenin, çocuğu, bütün bu sorumluluklarını tek başına yapabilecek formasyona kavuşturması gerekir. Açıktır ki, çocuğa bu seviyenin kazandırılması, onun başkaca meşguliyetlerden uzak olmasını gerektirir.

* Bu sebeple onun nafakası ailesinin üzerindedir.
* Ve onun hayata hazırlayıcı olmayan işlerle meşgul edilip istismar edilmesi caiz değildir. Bunu garantilemek üzere, İslam bazı tedbirler almıştır:

1- Nafakası aileye ait olduğu için çocuk, nafakası için çalıştırılmamalıdır.

2- Çocuğun, büluğdan önceki malı, kazancı yetim malı sayılır ve normal şartlarda anne-baba dahil herkese haramdır; son derece sınırlı şartlarda ve sıkı kayıtlarla anne-baba ondan istifade edebilir. Evladın malı, anne-babaya ancak büluğdan sonra helaldir.

3- Çocuğun, -herkese helal olan- kırların otu, ormanın odunu, derenin suyu… gibi emvâl-i mubâha’dan elde ettiği şeyler kendine aittir. Bunların ailesinin malına karışması, o malı aileye haram kılar. Öyleyse aile, çocukları bu nevi işlerde kazanç için çalıştırmamalıdır.

4- Baba, çocuğa, itibar ve değerce kendi mesleğinden daha aşağı olmayan bir meslek kazandırmalıdır. Çocuk, bu maksatla bir ustanın yanına konabilir. Fakihler, babanın, çocuğu ücretli bir işe de koyabileceğini söylerler; ancak çocuğun bu esnada elde ettiği kazançtan sadece çocuğun zaruri ihtiyaçları için harcayabileceğini, kendisi için harcayamayacağını belirtirler.

Görüldüğü üzere İslam hukukçuları; çocukları, hayata hazırlanma döneminde, ailenin bir kısım işleriyle meşgul ederek, daha iyi bir “formasyon” almasını engelleyecek istismarlardan korumak için, bugün çiftçi kesiminde ve hatta şehirlerde bile hiç uygulamada olmayan ve çoğunlukla da bilinmeyen inceliklere inerek, onları koruyucu hükümler getirmişlerdir.