Monday, March 21, 2016

Neler Oluyor Bize?

Peş peşe gelen taciz ve cinayet haberleri tüm ülkeyi derinden sarsıyor. Ama bu tür insanlık dışı hadiselerin bu toplumda daha evvel yaşanmadığı, bugünlerde arttığı iddiası doğru değil. Benzer olaylar eskiden de oluyordu, ama çoğunlukla duymuyor, konuşmuyorduk. Gazeteler yazmıyor, kamuoyu tartışmıyor, politikacılar "görmüyor"du. Yerel yetkililer bu konuda bir açıklama yapma ya da toplumu bilgilendirme ihtiyacı hissetmiyordu. Kalın bir sessizlik perdesi çekiliyordu, o kadar. Tıpkı "töre" cinayetlerinde olduğu gibi. Öteden beri oluyordu bunlar. Tek farkla: Fazla duyulmadan kapanıyordu hadiselerin üstü. Toplumun geri kalanı durumdan bihaber devam ediyordu yoluna; bilmeden, görmeden, düşünmeden...

Bir toplum ne kadar feodal ve içine kapanık ise orada insanların –özellikle kadınların– hayatı o kadar önemsizleşir. Kolektivite ve otorite karşısında birey adeta çaresizdir. Sistem demokratlaştıkça ve kitle iletişim araçları daha iyi bir şekilde işledikçe tek tek bireylerin varlığı önem kazanır. O zaman sadece nüfus sayımında birer "rakam"dan ibaret olmaz insanlar. Başlı başına eşit ve bağımsız bir birey olarak algılanırlar. Öyleyse, bugün ensest, töre cinayetleri ve cinsel taciz hadiselerini geniş düzeyde konuşuyor olabilmemiz, aslında bugün dünden daha demokratik ve açık bir toplum oluşumuzla ilintilidir. Bu bir paradoks gibi görünse de, konuşabilen bir toplum, yazabilen bir toplum, yani meseleleriyle yüzleşebilen bir toplum, "ortada hiç sorun yokmuş gibi yapan" bir toplumdan daha ileridedir.

Bir kadın kurultayında bir konuşmacının çıkıp şöyle dediğini hatırlıyorum: "Ensest ve yakın çevre içinde taciz gibi meseleler bizden çok bireyci Batı toplumlarının sorunudur. Bizdeki aile yapısı o kadar sağlam ve köklü ki böyle şeylere milyonda bir bile rastlanmaz. Bizim aile yapımızda büyükler küçükleri korur, küçükler otoriteye saygı gösterir."

Artık bu yüzeysel zannımız kırıldı. Ve kırılmasına ihtiyacımız vardı. Gerçeklerle yüzleşmek için. Hakikatleri görmeden ve kabullenmeden, kendimizi geliştiremez, güzelleştiremeyiz. Bir toplum her meseleyi özgürce konuşabildiği ve yazabildiği ölçüde zenginleşir. Konuşmak, konuşamamaktan çok daha iyidir. Bundan dolayı, olayların üzerini kapatmaya çalışmak, "Aileler kendi aralarında anlaştı, siz karışmayın" demek doğru değildir.