Saturday, March 19, 2016

Hayvan Yemek

Hayvanlara iyi muamelenin önemi ve olmayacak derecede düşük fiyatlı sınai çiftlik etleri konusunda söylediği her şeye katılıyorum. Eğer hayvan ve özellikle sığır tüketilecekse ot besili, mera hayvanlarının yenmesi gerektiği fikrini kesinlikle destekliyorum. Ancak görmezden geldiğimiz bir sorun var: Neden hayvan yiyelim ki?

Öncelikle çevre şartlarını ve gıda krizini düşünün: Et yemekle yığınla yemeği çöpe atmak arasında etik açıdan hiçbir fark yoktur, çünkü yediğimiz hayvanlar tükettikleri yemin ancak küçük bir parçasını et kalorisine dönüştürebiliyor - bir hayvanın bir kalorilik hayvan eti üretebilmesi için altı ila yirmi altı kalorilik yemlenmesi gerekiyor. ABD'de yetiştirdiğimiz mahsulün büyük kısmı hayvanlara yediriliyor -bunlar insanları beslemek ya da yaban hayatı korumak adına kullanabileceğimiz toprak ve gıdalardır- ve bu dünyanın her yerinde böyle, yıkıcı sonuçlarıyla beraber elbette.


BM gıda özel temsilcisi bir milyara yakın insan açlık çekerken 100 milyon ton tahıl ve mısırın etanole dönüştürülmesini "insanlık suçu" olarak niteledi. Bu durumda, korkunç düzeyde açlık çeken 1,4 milyar insanı beslemeye yetip de artacak miktarda -her yıl 756 milyon ton- tahıl ve mısır kullanan hayvan besicileri nasıl bir suç işlemektedir peki? Bu 756 milyon tona, 225 milyon tonluk küresel soya hasadının yüzde 98'inin çiftlik hayvanlarına yedirilmesi dahil değildir üstelik. Bu muazzam yetersizliğe destek veriyorsunuz ve dünyadaki fakir insanlara karşın gıda fiyatlarını yükseltiyorsunuz; eti sadece Niman Çiftliği'nden yiyor olsanız bile bu böyle. Çevrenin gördüğü zarar veya hayvan refahı bir yana, bu yetersizlik et yemeyi bırakmamdaki başat sebeptir.


Bazı besiciler, tarıma elverişli olmayan ancak sığır yetiştirebileceğiniz veya hasadın kötü olduğu zamanlarda sığır besleyebileceğimiz marjinal habitatlar bulunduğunun altını çizmek istiyor. Aslında bu savlar gelişmekte olan dünya ülkeleri için geçerlilik taşıyor. Bu alandaki önde gelen bilim adamı R. K. Pachuari, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'ni yönetiyor. İklim konulu çalışmalarıyla Nobel Barış Ödülü'nü kazandı ve yalnızca çevresel sebepler göz önünde bulundurulacak olursa gelişmiş ülkelerde vejetaryenliğin herkes tarafından benimsenmesi gereken bir beslenme düzeni olduğunu öne sürüyor.