Hayvanlara iyi
muamelenin önemi ve olmayacak derecede düşük fiyatlı sınai çiftlik etleri
konusunda söylediği her şeye katılıyorum. Eğer hayvan ve özellikle sığır
tüketilecekse ot besili, mera hayvanlarının yenmesi gerektiği fikrini
kesinlikle destekliyorum. Ancak görmezden geldiğimiz bir sorun var: Neden
hayvan yiyelim ki?
Öncelikle çevre
şartlarını ve gıda krizini düşünün: Et yemekle yığınla yemeği çöpe atmak
arasında etik açıdan hiçbir fark yoktur, çünkü yediğimiz hayvanlar tükettikleri
yemin ancak küçük bir parçasını et kalorisine dönüştürebiliyor - bir hayvanın
bir kalorilik hayvan eti üretebilmesi için altı ila yirmi altı kalorilik
yemlenmesi gerekiyor. ABD'de yetiştirdiğimiz mahsulün büyük kısmı hayvanlara
yediriliyor -bunlar insanları beslemek ya da yaban hayatı korumak adına
kullanabileceğimiz toprak ve gıdalardır- ve bu dünyanın her yerinde böyle,
yıkıcı sonuçlarıyla beraber elbette.
BM gıda özel
temsilcisi bir milyara yakın insan açlık çekerken 100 milyon ton tahıl ve
mısırın etanole dönüştürülmesini "insanlık suçu" olarak niteledi. Bu
durumda, korkunç düzeyde açlık çeken 1,4 milyar insanı beslemeye yetip de
artacak miktarda -her yıl 756 milyon ton- tahıl ve mısır kullanan hayvan
besicileri nasıl bir suç işlemektedir peki? Bu 756 milyon tona, 225 milyon
tonluk küresel soya hasadının yüzde 98'inin çiftlik hayvanlarına yedirilmesi
dahil değildir üstelik. Bu muazzam yetersizliğe destek veriyorsunuz ve
dünyadaki fakir insanlara karşın gıda fiyatlarını yükseltiyorsunuz; eti sadece
Niman Çiftliği'nden yiyor olsanız bile bu böyle. Çevrenin gördüğü zarar veya
hayvan refahı bir yana, bu yetersizlik et yemeyi bırakmamdaki başat sebeptir.
Bazı besiciler,
tarıma elverişli olmayan ancak sığır yetiştirebileceğiniz veya hasadın kötü
olduğu zamanlarda sığır besleyebileceğimiz marjinal habitatlar bulunduğunun
altını çizmek istiyor. Aslında bu savlar gelişmekte olan dünya ülkeleri için
geçerlilik taşıyor. Bu alandaki önde gelen bilim adamı R. K. Pachuari,
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'ni yönetiyor. İklim konulu
çalışmalarıyla Nobel Barış Ödülü'nü kazandı ve yalnızca çevresel sebepler göz
önünde bulundurulacak olursa gelişmiş ülkelerde vejetaryenliğin herkes
tarafından benimsenmesi gereken bir beslenme düzeni olduğunu öne sürüyor.