Tuesday, April 1, 2014

Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali [Ali Ünal] 53: Nur Sûresi’nden

Kitab-ı Mukaddes’e göre, ancak evli veya bekâr bir erkek evli kadınla ilişkiye girerse, bu durumda zina suçu işlenmiş olur ve kadın gibi erkek de zinakâr olarak nitelenir. Kısaca zina tabiri, ancak evli bir kadının taraf olduğu gayr-ı meşrû münasebet için kullanılır. Evli erkeğin aynı tarz münasebeti ise zina suçu sayılmaz. Şundan ki, Encyclopedia Judaica’ya (Yahudi Ansiklopedisi) göre evli kadın erkeğinin mülkü olup, onunla gayr–ı meşrû ilişki kocanın onun üzerindeki haklarını ihlâl demektir. Kadının ise, kocası üzerinde bir mülkiyet hakkı yoktur ki, kocanın başka kadınla münasebeti benzer bir suç ortaya çıkarsın.(c: 2, s: 313. Ayrıca, Judith Plaskow, Standing Again at Sinai: Judaism from a Feminist Perspective, New York: Harper and Row Publishers, 1990, s: 170–177)

İsrail’de, eğer evli bir erkek evli olmayan bir kadınla gayr–ı meşrû ilişkiye girerse, onun bu kadından doğan çocukları meşrû muamelesi görür. Buna karşılık, evli bir kadın bekâr veya evli bir başka erkekle aynı ilişkiye girdiğinde, o erkekten olacak çocukları yalnızca gayr–ı meşrû kabul edilmekle kalmaz, ayrıca, ancak Yahudi olmayan veya aynı şekilde gayr–ı meşrû biriyle evlenebilir. Bu evlenme yasağı, zina lekesinin hafiflemiş olabileceğine inanılan on nesil sonrasına kadar devam eder. (Lesley Hazleton, Israeli Women, The Reality Behind the Myths, New York: Simon and Schuster, 1977, pp. 41–42).