Bediüzzaman, Türkiye’de büyük ölçüde İsviçre medeni kanunundan tercüme edilerek kabul edilen medenî kanunun, Müslüman erkeklerin eşlerine yaptıkları haksızlıklara ve onlarla münasebetlerinde Allah’ın koymuş olduğu sınırları çiğnemelerine karşı Şeriat-ı Tekvîniye’nin bir mukabelesi olduğunu ifade eder.