Fakrın (yoksulluğun ve bunu kabulün, itirafın) seni Allah’ın Rahmân ismine ulaştırır, O’nunla tükenmez bir hazine bulursun. Aczin ise Kadîr ismine ulaştırır, bununla kuvvetin gerçek kaynağını bulursun. Varlığının temelde yokluğunu ve onun kendinden olmadığını kabul ve itirafta yattığını idrakle nefsini arıtırsın; buna karşılık, kendini var ve varlığını da kendinden bilmekle en karanlık yokluk çukuruna düşersin. Hakikî Yaratıcı’yı görmeyerek kendi şahsî varlığına güvenecek olursan, geçici ve ateş böceği mesabesindeki şahsî varlığın sonsuz yokluk karanlığında boğulur gider. Ama gururu ve enaniyeti bırakır ve kendinin sadece Yaratıcı için bir ayna olduğunu kabullenirsen, bu defa sonsuz varlığa erersin. İsimlerinin tecellileri her şeyin var olmasına sebep olan Vâcibü’l-Vücûd’u (varlığı mutlak gerekli ve kendinden Zât’ı) bulan, her şeyi bulmuş demektir. (Sözler, “26. Söz”, 637–638 )