İlâhî Kudret, Zâtîdir, sonsuzdur, sınırsızdır; bu bakımdan, İlâhî Kudret’e acizlik ârız olmaz ve O’nda derecelenme söz konusu değildir. Derece, kendine zıddının müdahale edebildiği sıfatlar, kapasiteler, kabiliyetler içindir. Meselâ, sıcaklıkta derece soğukluğun, güzellikte derece çirkinliğin, kuvvette derece aczin karışması veya müdahalesiyledir. Fakat Zâtî olan, ne Zât’ın Kendi ne de O’ndan ayrı diye nitelenebilecek şekilde doğrudan doğruya İlâhî Zât’a has, O’nunla âdeta özdeş olan İlâhî Kudret için acizlik söz konusu olmadığından, O Kudret’te derecelenme yoktur. Dolayısıyla her şey O’nun için aynı derecede kolaydır; O’nun için bütün kâinatı yaratmakla, tek bir varlığı yaratma, bütün ölüleri diriltmekle tek bir insanı diriltme aynı derecede kolaydır.
Sadece bu gerçeği zihinlere yaklaştırabilmek için bir misal verecek olursak, meselâ güneş tek bir varlıktır; fakat o aynı anda yeryüzünün tamamına da, yerdeki her bir zerreye, her bir su damlacığına da aynı şekilde nüfuz eder. Ne ısı ve ışığıyla bütün yeryüzüne nüfuzu onun tek bir nesneye nüfuz ve tesirine mani olur; ne de tek bir nesneye nüfuzu bütün yeryüzüne aynı anda nüfuz ve tesir etmesine engel teşkil eder. Kaldı ki İlâhî Kudret, güneş gibi de değildir. Güneş, her halükârda maddîdir, sınırlıdır. Ama İlâhî Kudret’i sınırlayan hiçbir şey yoktur. O, aynı anda her şeyi birden kuşatır ve hiçbir şey O’nun icraatına, nüfuzuna mani olamaz. Cenab-ı Allah’ın Görme, İşitme, İlim gibi bütün diğer sıfatları ve isimleri de böyledir.