Ruh, hiçbir zaman fâni dünya hayatı ile tatmin olmaz; çünkü o, bu dünyaya ait ve bu zamanla sınırlı değildir. O, sürekli sonsuzluk peşindedir. Saflaşmamış ve gelişmemiş bir ruhta bu, çok defa dünyada ebedî kalma arzusu ve zamanın akıp gitmesine, yaşlanmaya karşı hüzün şeklinde yansır. Gerçekte o, sonsuzu aramaktadır ve onun peşindedir.
Vücut, ruhun evi ise de, elbisesi değildir. Ruhun kendine ait bir kılıfı vardır ve o, ölümle bedeni terkettiğinde çıplak kalmaz. Bu kılıf, vücudun silueti gibidir; yani her şahsın ruhunun kılıfı, o şahsın iki boyutlu şeklini andırır. Cismaniyetlerini aşmış insanlar, aynı anda değişik yerlerde görünebilirler ki, onlar olarak görünen, işte ruhun, kılıfıyla farklı yerlerde yansıması veya tezahürüdür.